Vahiy sözlükte gizli ve süratli bir şekilde bildirmek seslenmek, fısıldamak manalarına gelir.
İlk vahiy sadık rüya şeklinde nazil olmuştur
Çıngırak sesine benzer sesle gelen vahiy, vahyin en ağır şeklidir
Cebrail bir çok kez sahabeden Dıhye el-Kelbi suretine girerek vahiy getirmiştir
Vayhin yazıldığı malzemeler:
Hz.Peygamber hayattayken yazılmış olan yazılı belgeler;
-Medine sözleşmesi -İmtiyaz belgeleri -Dine davet mektupları -Ebu Rafi’nin yazdıkları
Mekke ilk vahiy katipliği yapan; Abdullah bin Sa’d b. Ebu Sarh,
Medine’de ilk vahiy katipliği yapan sahabi ise Ubey bin Ka’b’dır.
Şahitliği iki kişinin yerine geçen: Huzeyme b. Sabit ( Tevbe suresinin son iki ayeti )
Vayhe ait bazı terimler
Hadarî : Yerleşik durumdayken gelen vahiydir. Vahyin geneli böyle gelmiştir.
Seferî : Yolculuk sırasındayken gelen vahiydir.
Neharî : Gündüz inen ayetlerdir. Kur’an’ın büyük bir bölümü gündüz inmiştir.
Leylî : Gece vakti inen ayetlerdir.
Sayfî : Yaz mevsiminde nazil olan ayetlerdir.
Şitaî : Kış mevsiminde nazil olan ayetlerdir.
Firaşî : Peygamberimiz yatağındayken nazil olan ayetlerdir.
Nevmî : Resulullah uykuda iken nazil olan ayetlerdir.
Ardî : Resulullah yeryüzünde iken nazil olan ayetlerdir. Kur’anın hemen hemen hepsi bu şekilde nazil olmuştur.
Semaî : Resulullah semada iken gelen vahiydir. Bakara suresinin son iki ayeti Miraçta iken gelmiştir.
KUR’AN’IN İSİMLERİ
El-Furkan : Hak ile batılı birbirinden ayıran
El-Mev’iza: Öğüt, nasihat veren
El-Beyan : Herşeyi açıklayan
Ez-Zikr : Allahı hatırlatan
El-Kitab: Kalemle yazılan
En-Nûr : Apaçık aydınlatan
Er-Ruh : kalpleri dirilten
Eş-Şifa : Şifa veren
El-Hüda : Doğru yolu gösteren
El-Kelam : Allah’ın sözü
Er-Rahmet : Tüm insanlığa rahmet olan
El-Mesani, El-Hak
Ebul-Esved ed-Düeli: İlk noktalama hareke işaretleri Yahya bin Ya’mer: Bu sistemi geliştirmiştir.
Halil bin Ahmed: Günümüzde kullanılan Hareke ve noktalama işaretlerine son şeklini veren
Ayet: Sözlükte iz, açık işaret, burhan, emare gibi anlamlara gelir. Ayetlerin tertibi tevkîfî olup vahye dayanmaktadır.
En uzun ayet müdayene ayeti denen Bakara suresi 282. ayetidir.
En kısa ayetin hangisi olduğu konusu tartışmalıdır. Ya-sin, Müdhametan, vel-asr, vedduha, müddessir, er-rahman, vel-fecr ayetleri olduğu söylenmektedir. Kur’anın ilk ayetleri Alak suresinin ilk 5ayeti, Son ayetleri ise Mâide suresinin 3. Ayetidir.
Sure: Sözlükte yüksek rütbe, mevki, şeref, yüksek bina gibi anlamlara gelir. Kur’anda 114 sure vardır. Sureler adlarını içinde geçen bir olaydan, bir konudan
veya peygamber adı yada başka isimlerden alır. Surelerin en uzunu 286 ayetle Bakara suresi, en kısa suresi ise 3 ayetle Kevser suresidir.
Bir bütün olarak ilk önce Fatiha daha sonra Nasr suresi vahyedilmiştir. Kur’anın surelere ayrılması tevkifi olup vahye dayanmaktadır. Surelerde kendisine gönderilen peygamberleri yalanlayan kavimler olmuştur. Bunlar ; Ashabı Eyke, Ashabı Ress, Ashabı Karye, Ashabı Hicr, ayrıca Lut, Nuh, Hud kavimleri de sayılabilir. Başında besmele olmayan sure Tevbe Suresidir.
İmam Malik, sure başındaki besmelerin Kur’an’dan olmadığı görüşündedir.
Bedir Savaşı = Ali İmran ve Enfal suresinde, Duhân suresi 16. Ayette ise, “Batşetü’l-kübrâ” kavramları Bedir Gazvesi’ne işaret eder.
Uhud savaşı = Ali İmran suresinde Hendek savaşı = Ahzab suresinde
İbnu Cübeyr anlatıyor: “İbnu Abbas (r.a)’a: “Enfalsuresi (ne hususta indi?) diye sordum, bana: “Bedir Savaşı üzerine indi” cevabını verdi.
Cüz : Kur’anın 20 sayfadan oluşan her bir bölümüne cüz denilmektedir. Cüzlerhizb denilen beşer sayfalık bölümlere ayrılır. Her cüzün başlangıcında sayfa kenarında bulunan gül resmine cüz gülleri denir.
KUR’AN’IN (KIRAATİ) OKUNMASI Alimlere göre Kuran 3 şekilde okunur;
Tahkîk : Her bir harfin hakkını tam vererek okumaktır. Hassasiyetinin en son imkanını kullanarak Kur’anı okuma tarzıdır.
Hadr : Kur’anı tecvid ve kaidelerine uyarak hızlı şekilde okumaktır.
Tedvir : Tahkik ile Hadr arasında bir okuyuş tarzıdır. Bu okuyuşta orta bir yol izlenir.
KUR’AN’IN ANLAŞILMASI VE YORUMLANMASIYLA İLGİLİ KAVRAMLAR Tefsir: Sözlükte açıklamak, yorumlamak, ortaya çıkarmak gibi anlamlara gelir.
Te’vil: Sözlükte aslına dönmek manasına gelir. Meşru bir sebep veya delilden dolayı ayeti zahiri manasından alıp kendinden önceki veya sonraki ayete uygun, Kur’an ve sünnete uygun manalardan birine hamletmek demektir. Mesela Kur’an’da Allahın eli yüzü olan arşa istiva eden gibi özelliklerden bahsetmektedir (ÇIKMIŞ SORU Te’vil: İstiva )
Tercüme: Sözlükte bir kelamı bir dilden başka bir dile çevirmek,bir sözü diğer bir dilde tefsir ve beyan etmek demektir. Terim olarak bir sözün bir beyanın başka bir dildeki karşılığını bulmak ve manasını o dile aktarmaktır.
İkiye ayrılır:
Lafzî (harfî) tercüme : Metnin bütün özellikleriyle başka bir dile aynen tercüme edilmesine denir .Bu tercüme edebi eserlerde, özellikle Kur’anı Kerim’de imkansızdır.
Manevî (tefsiri) tercüme: Asıl metnin sadece manasının başka dile aktarılmasına denir. Amaç metindeki mananın güzel olarak ve asıl metne uygun olmasıdır.
Meal: Sözlükte bir şeyin özü,hülasası ve akıbeti gibi anlamlara gelir.Kavram olarak eksik ve hatalı tercüme veya bir metnin ifadenin manasını tam olarak değilde biraz noksanıyla ifade etmektir.İfadenin manasının aynen aktarılmasının zor olduğu için Kur’an Meali tabiri kullanılır.
Tefsir ve Te’vil arasındaki farklar:*
Ferra: Meani-l Kur’an ( Ferrarinin meanisi)
Karşılaştırmalı (mukaran) tefsire örnek: Alusi “Ruhu’l-Meani”
En eski Kur’an Meali (Farsça) Samanoğlu Emiri Mansur Nuh
*Kur’an nüshaları; Mekke,Medine,Basra,Kufe,Bahreyn,Şam ve Yemen’e gönderilmiştir.
*Hibru’l-Umme (Ümmetin bilgini) olarak unvan kazanan ,Kur’anın Hz.Peygamberden en yetkili müfessiri,yani Tercümanül-Kur’an olarak anılan kişi Abdullah bin Abbas’tır.
Kur’an-ı tamamen tefsir eden eser: Kurtubi’nin Cami’ul Ahkam (Kurtubi Camide ahkam kesiyor)
MÜFESSİRLERİN BİLMESİ GEREKLİ OLAN İLİMLER
Hz.PeygamberinKur’anı Tefsir Tarzları
MücmelinTebyini: (Gaybi yaratılış kıyamet gibi kapalı ifadelerin tefsir edilmesi)
”Haklı olmadıkça Allahın haram kıldığı cana kıymayınız” ayetindeki mücmelliği ”Allahtan başka ilah olmadığına ve benim Allahın resulü olduğuma iman eden Hiçbir Müslüman kişinin kanı helal olmaz. Ancak Şu üç şeyden birini yaparsa o zaman helal olur; Adam öldürmek, evliyken zina etmek ve dinden çıkıp (irtidat) Müslümanlardan ayrılmak şeklindeki hadisi açıklamıştır.
Mübhemin Tafsili: (Kapalı ifadelerin açıklanması)
Namazlara, özellikle orta namaza devam edin…ayetindeki orta namazdan neyin kastedildiği belli olmayıp farklı yorumlara açıktır ve müphemdir yani anlam kapalıdır. Peygamberimizin orta namaz ikindi namazıdır şeklindeki beyanı ayeti anlaşılır hale getirmiştir.
Mutlakın Takyidi: (Mutlak olan emrin kayıt altına alınıp sınırlarının belirlenmesi)
Peygamberimiz Kur’anın mutlak olarak zikrettiği bir hükmü takyid etme yani sınırları belirleme uygulamasını gerçekleştirmiştir. Mesela ”hırsızlık yapan erkek ve hırsızlık yapan kadının,yaptıklarına karşılık Allahtan bir ceza olarak elini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir…ayeti mutlak bir hüküm koymaktadır. Peygamberimiz bunu ”Elini bilekten kesin” şeklinde beyan etmiş ve sınır koymuştur. “Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun” ayetini Peygamberimiz” Fatihasız namaz olmaz” hadisiyle kayıtlayıp sınırlandırmıştır.
Müşkilin Tavzihi (Tezat gibi görünen hususların sünnet ile açıklığa kavuşturulması)
İçinizden oraya (cehenneme) girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu Rabbin üzerine (almış olduğu) kesinleşmiş bir hükümdür ayetinde herkesin istisnasız cehenneme gireceğine hükmedilmiştir. Bir çok ayette ise Allah, inanan ve iyi işler yapanları altından ırmaklar akan cennetine koyacağı buyrulmaktadır. Dolayısıyla bu çelişki ortadan kalmıştır.
SAHABE TEFSİRİ: Şiirle istişhadda bulunmak sahabe tefsirde müracat ettiği kaynaklardandır. Yahudi ve Hristiyan kültürleri tefsirde kullanılmıştır. Baştan sona kadar tefsir yoktur.
Nakil ve Dirayet açısından ilk sırayı Abdullah bin Abbas almaktadır. Birçok hadis rivayet etmiştir.İbn Abbastan sonra İbn Mesud ve Ubeyy bin Kab isimleri sayılabilir.
Görevin Zeyd b. Sâbit’e Verilmesinin Gerekçeleri
Hz. Ebû Bekir, Zeyd b. Sâbit”i bu işle görevlendirirken Buhârî”nin naklettiğine göre onun şu dört vasfını göz önünde bulundurmuştur:
TABİUN DÖNEMİNDE TEFSİR ( Kur’an’ın Tamamının Tefsiri)*
Mevali adıyla anılan kişiler sahabeden ilim almışlar ve özellikle tefsir alanında temayüz etmişlerdir.
Tabiinler içinde sevilen tefsir ve fıkıhçılar ; Nâfî, İkrime, Atâ,Said bin Cübeyr ve Hasen el-Basrî tefsirde meşhur sahabilerin mevalisi olarak bilinmektedir. Kıssalar hususunda Ehl-i Kitab’a fazlaca müracaat edilmiştir. Bu süreçte İsrailiyyat boyutu da tefsire girmiştir. Yani Yahudi,Hristiyan ve diğer kültürlerin etkisi de tefsire girmiştir.
Etbauttabiun dönemi; tefsirin tedvin edildiği dönemdir.
İsrailî Tefsirler;
TEFSİR EKOLLERİ Mekke Tefsir Ekolü
Mekke’de kurulmuştur.İlim denizi ve Tercümanul Kur’an unvanının sahibi Abdullah bin Abbas tarafından kurulmuştur. İbnTeymiyye ”Tabiiler içinde tefsir yönünden en önde gelenler Mekke ekolünün yetiştirdiği müfessirlerdir. Çünkü onlar İbn Abbas’ın öğrencileridir.” demiştir. Bu ekolde yetişenler;
Medine Tefsir Ekolü
Alim sayısının fazlalığı ilim merkezlerine nispetle diğer yerlerden daha fazladır. Medinenin en büyük alimlerinden olan Ubeyy bin Kab tarafından kurulmuştur. Sahabiler bu şehirlerde kaldıkları müddetçe kendilerinden sonra gelenlere Allahın kitabını ve Peygamberin sünnetini öğretmeye gayret etmişlerdir. Bu ekolde yetişen alimler;
Irak (Kûfe) Tefsir Ekolü:
Tefsir ve kıraat konusunda sahabe müfessirlerinin en önde gelenlerinden biri de Abdullah bin Mes’ud’dur. İbn Mes’ud aynı zamanda peygamberimizin vahiy katibidir. Hz.Ömer halifeliği sırasında İbnMes’ud’uKufe’ye muallim olarak tayin etmiş ve o da burada bir medrese oluşturmuştur.İbn Mes’ud’un Kufe de oluşturduğu bu medrese daha çok rasyonel bir tavır sergilemiştir. İçtihadi hareketlerin ilk nüvesi olarak kabul edilmiş olan bu ekole Irak Rey Ekolü de denmiştir. Bu ekolün alimleri;
TEFSİR ÇEŞİTLERİ a.Rivayet Tefsiri
Kur’an-ı Kerim,Rasulullah’ınsünneti,sahabe ve tâbiunsözlerine, dayanan bir tefsird ir.”Naklî tefsir ve Me’sur tefsir” de denir. Bu tefsirler bize ayetlerin manalarını, kıraat vecihlerini, nasih ve mensuhu bildirdiği gibi geçmiş ümmetler ve onlarla ilgili ayetler hakkında da bilgi verir. Bu tür bilgiler daha ziyade hadis, siyer, megazi ve tarih kitaplarında yer alır.
Rivayete dayalı ilk tefsir kitabınız yazan ( İmam Mücahid)
RİVAYET TEFSİRLERİ ( TABİ ESİ SEVFSE ) Rivayetçileri sev
Dirayet Tefsiri: Rivayetlere bağlı kalmayıp Arap dili ve edebiyatına, dini ve felsefi ilimler ile çeşitli müspet ilimlere dayanılarak yapılan tefsirdir. Re’y ile tefsir yada Ma’kul tefsir de denir. Nasih ve mensuhu ve diğer konuları bildikten sonra ictihad ile tefsir etmekten ibarettir. Bu tefsir de asıl olan şahsi görüş ve içtihaddır.
DİRAYET TEFSİRLERİ ( EMAR ŞENER MEZHEBİ ) ( ÇIKMIŞ SORU )
Lügavi Tefsir: Kur’an’ın dilini ele alan ve Kur’an’ı filolojik yönden inceleyen eserlerdir. (ÇIKMIŞ SORU)
MEZHEBİ TEFSİRLER :
Mutezile Tefsirleri: Mutezile Kur’anı tefsirde her zaman için aklı ön planda tutmuştur. Kur’an tefsirini özellikle TEVHİD ve ADALET prensipleri üzerine temellendirmiştir.
Mutezilî Tefsirler
Şia Tefsirleri : Gerçek Tefsir imamlarca bilinir İmamlık Hz.Ali ve onun evladının hakkıdır. Fakat ashaptan pek çoğu onun hakkını gasp etmiş ve bu yüzden kâfir olmuştur. Büyük bir kısmı Kur’an’ın sahabe tarafından tahrip edildiğine inanır.
Kur’an’ın hem zahir hem de batın manası vardır. Bir kişi Kur’anın batınına inanıp zahirine inanmazsa kafir olur .Kezâ zahirine inanmaz batınına inanırsa yine kafir olur.İmamiyye tefsirinin özelliği Hz.Ali ve Onun Ehli Beytinin etrafında Kur’anın yorumlanmasıdır.
Meşhur Şia (İmamiye) Tefsirleri
Harici Tefsirler: Kur’anı harfi/lafzî manada anlamışlardır.Kur’an ayetlerini yorumlamamışlar. Mesela bir kimse bir yetimin bir miktar malını yerse ”Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını sadece ateşle doldurmaktadırlar ve alevli bir ateşe gireceklerdir.” Mealindeki ayete göre o kimsenin cehennemde yanması vacibolur, fakat o kimse yetimi öldürse veya karnını yararsa o kimsenin yanmasına gerek yoktur. Çünkü o konuda bir hüküm yoktur.
En önemli Harici eseri günümüze kadar ulaşan varlığını sürdüren İbâdiye ekolüne mensup Muhammed bin Yusuf İtfeyiş’in, Himyanu’z-Zâd ilâ Dari’l-Mead adlı eseridir.
İlmi Tefsir Karşıtları:
İlmî tefsir hareketine ilk sistemli itiraz Endülüslü Usûlü Fıkıhçı Ebû İshak bin Musa eş-Şâtibî tarafından yapılmıştır.
Reşid Rızâ Mustaf el-Meraği Hüseyin ez-Zehebî
İşari Tefsir : (Zahirin yanında Batıni manalar) ( ÇIKMIŞ SORU)
Yalnız tasavvuf erbabına açılan ve zahir manayla bağdaştırılması mümkün olan birtakım gizli anlamlara ve işaretlere göre Kur’anı tefsir etmek demektir. Ehli Sünnet Kur’anın zahiri manasının ötesinde batıni anlamının da olduğunu kabul etmektedir. Meselâ ”Bu kavme ne oluyor ki hemen hiçbir sözü anlamıyorlar, Allah size zahir ve batın nimetlerini bolca ihsan etti ayetleri bunlara örnektir.
Batını tefsir kabul edilmekle beraber her koşulda caiz olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Çünkü batıni tefsirin makbul olabilmesi için bazı şartlar gereklidir. Bunlar;
T asavvufî T efsi rler
İçtimai Tefsir : Son asrın Kur’an anlayışını yeni bir metodla ortaya koymayı amaçlayan bir tefsir ekolüdür. En belirgin Özelliği, Tefsiri duruluk ve durgunluktan kurtarmaktır. Bunun içindir ki söz konusu tefsir savunucuları Kur’anı yorumlarken öncelikle onun hidâyet yönünü ele almışlardır.
İçtimai Tefsir Eserleri : ( ÇIKMIŞ SORU )
Ahkâm Tefsiri : İbâdât,Muamelat ve ukubatla ilgili ayetlerin izahlarıyla meşgul olup,söz konusu alana ait ayetlerden hükümler çıkarmaya çalışan tefsir çeşididir. Konusu Ahkâm ayetleridir. Ahkam ayetlerinin sayısı konusunda Gazzali ve er-Razi 500, bazıları 800, bazıları ise 200’e kadar indirmiştir.
Ahkâm Tefsirine Örnekler
Tarihi Tefsir: Muhammed İzzet Derveze ( et-Tefsiru’l-Hadis )
Bilimsel İlmi Tefsir: ( Bilimsel tefsirin cevahirleri )
İlmi tefsir alanında ve bu konuyu ele alan düşünür Gazali’dir. (Cevâhiru’l-Kur’an).
Fahreddin Razi ,Suyuti, Muhammed bin Ebi’l-Fadl El-Mursî ve Mısırlı Tantavi Cevheri(el-Cevahirfi Tefsiri’l-Kur’an ) ile zirveye ulaşmıştır.
Konulu Tefsirler: Mısırlı alim Emîn El-Hulî Hermenötik (anlambilim)
KUR’AN’DAKİ KAPALI LAFIZLAR:
Garibu’l-Kur’an: Az bilinen, nadir, yabancı, tuhaf Garibu’l-Kuran ile ilgili ilk çalışmayı yapan: Nafi b. Ezrak
Mübhematü’l-Kur’an: ( ÇIKMIŞ SORU )
Kur’andaki yer, zaman ,kişi ve eşya isimleri çoğu zaman zikredilmemekte, ismi mevsul, ismi işaret ve zamirle üstü kapalı ifade edilmektedir. Böyle durumlarda ayetlerin kimi neyi kastettiği tam anlaşılamayabilir. Bu tür anlamı kapalı ayetleri açıklamakla ilgilenen Kur’an ilmidir.
Örnek: Hz. Ebu Bekir’in “Sıddık” olarak nitelenmesi
Mücmel-Mübeyyen: Bakara Suresi 228 ayetteki “Kuru” kelimesi hem hayız hem de temizlik haline işaret eder.
Emsâlü’l-Kur’an: Ayetlerdeki mana ve maksadın insan ruhunda iz bırakan ve hayranlık uyandıran biçimde özlü olarak ifade edilmesidir.Kur’anda bu kavram darb-ı mesel tamlamasıyla kullanılmış,açıklamak anlamına gelmektedir.Türkçede atasözü veya vecize olarak ifade edilmektedir.
Münâsebetü’l-Kur’an: Kur’anı Kerim’in tertibinin hikmetlerinin bilinmesini sağlayan manaların duruma uygunluğunu tahkik eden belagat ilminin özüdür. Kur’an bölmeleri arasındaki uyumu,armoniyi ortaya koyan uzmanlık alanı ”tenasübü’l-âyât” ilmidir. Tek tek bir ayetin cüzleri arasında kezâ süre içinde bir takım teşkil eden ayet grupları arasında,daha büyük halkaların birbiri arasında, surenin baş harfi ile bu bölümleri ,keza baş arafı ile sonu,hatta surelerin birbiri arasında mevcut münasebetlerini bu ilim dalı gösterir.
Aksamü’l-Kur’an: Yeminler. Kur’an’da 17 Surenin başında yemin bulunmaktadır.
Müşkülü’l-Kur’an: Çelişki varmış gibi görünen ayetler ( ÇIKMIŞ SORU )
Huruf-u Mukatta (Kesik Harfler): 27 Mekki, 2 tanesi Medeni toplam 29 surenin başında bulunur ( ÇIKMIŞ SORU )
Nâsih-Mensuh: *
Nesih ; sözlükte iki anlamı vardır.Bunlar; Bir şeyi ortadan kaldırmak (ref’)gidermek,yok etmek (izâle), iptal etmek ve değiştirmek (tebdil), diğeri ise bir şeyi bir yerden başka yere nakletmek anlamındadır.
Terim olarak ; Şer’î bir hükmü daha sonra gelen şer’i bir hükmün ortadan kaldırılmasıdır. Mensûh olan (değiştirilen, ortadan kaldırılan), ayetler kısımlara ayrılmaktadır. Bunlar;
Tevbe edenin tevbesini Allah kabul eder.
Mekki Sureler: Tevhit, ahiret inancı, güçsüzü koruyan ahlâk anlayışı, sabır ve direnç, Kella lafızları, Bakara ve Ali İmran hariç hurufu mukatta ile başlayan her sure, geçmiş ümmetlerin kıssaları, Kur’an’ın dörtte üçü 114/87 suresi Mekki
Medeni Sureler: Toplum hayatını düzenleyen ilkeler, namaz hariç diğer ibadetler, muamelata yönelik geniş açıklamalar, cihad ve savaşla ilgili hükümler 27sure
Muhkem-Müteşabih: ”Onun ayetlerinin bir kısmı muhkem olup bunlar, Kitabın esasıdır. Ayetlerin bir kısmı da müteşabihtir. (Ali İmran 3/7)
Muhkem; Manasında teşabüh/müteşabihlik bulunmayan (hükmedilebilen) ve delalet ettiği mana açık olmasa da bilinebilen ayetlere muhkem ayetler denir. Müteşâbih: Allah’ın ilmine ait olan fakat muradın ne olduğu tam olarak bilinmeyen;farklı vecihler taşıyan ve tek başına anlaşılmayan,başka beyana ihtiyaç duyan ayetlere denir.İbaresinde şüphe ve ihtimal bulundurur.
Müteşabih ayetler 3 kısma ayrılır bunlar;
gibi ayetler bu türdendir.
Siyak : Bir sözün kullanılmasını gerekli kılan yada bu söze uygun düşen ortam anlamında kullanılmaktadır. (ÇIKMIŞ SORU )
Sibak : Bir şeyin geçmişi, öncesi, üst tarafı, başlangıcı, dil açısından bir ifadenin öncesi,yukarısı gibi anlamlarda kullanılmaktadır.
Sibak’ul-Kelam : Sözün baş tarafıyla olan bağlantısı,sözün,öncesinden gelen mana,evveliyat gibi anlamlara glr
Siyak-Sibak : Öncesine ve sonrasına bakarak sözün hangi anlamda kullanıldığını tesbit etmeye çalışmak anlamına gelir. Sibak önceki, siyak ise sonraki anlamına gelir.
Tebliğ ; Peygamberimizin Yüce Allah’tan aldığı vahyi insanlara en doğru ve en güzel şekilde ulaştırmasıdır.
Tebyin ; Onun kendisine verilen bilgi ve malumatları açıklaması,insanları aydınlatması,Kur’an’ın anlam ve maksatlarını ortaya koymasıdır.
İtikad : Başta iman olmak üzere peygamberlere,meleklere,kitaplara,kaza ve kadere,ahirete ait önemli konular ve inançla ilgili konular Kur’anda yer almaktadır. İbadetler : Namaz,oruç,zekat vb. ayetler vardır.
Muâmelat: Toplumsal ilişkileri düzenleyen,alışveriş,emanet,bağış,vasiyet,miras,aile hayatı,nikah ve boşanma konularına dair hükümler vardır.
Ukûbat : Düzeni bozan,insan haklarını ve yasakları çiğneyen kimseler cezayı hak ederler.Kur’an’da da ceza üzerinde durulmaktadır.
Ahlak : Kişilerin dünya ve ahiret mutluluğunun sağlanmasına birtakım ahlaki hükümlerdir.
Nasihat ve Tavsiyeler: İnsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarlı olmalarını,nefislerine esir düşmemeleri konusunda tavsiyeler vardır.
Va’d ve Vaîd: Allah’ın emirlerine boyun eğip yasaklarından kaçınanların cennetle mükafatlandırılacaklarına,buyrukları terk edip yasakları çiğneyenlerin ise cehennemle cezalandırılacağı konusundaki hükümlerdir.
İlmî Gerçekler: İnsanlığa gerekli ilmi gerçeklerin ve tabiat konularının ilham kaynağını teşkil eden bazı ayetlerdir.
Kıssalar:Önceki ümmetlerin ve peygamberlerin hayatından söz eder.Bunu tarih kitabı gibi değil insanların ibret alacağı şekilde anlatır.
Dualar: İnsanın yapacağı işlerde sürekli Allah’ın yardımına muhtaç olduğu için Kur’anda çeşitli dualar da yer almıştır.
Fatiha Suresi Kur’andaki ana konuları öz olarak ihtiva ettiği için Ümmü’lKitab (kitabın anası ve özü) olarak adlandırılmıştır.
İhlas Sûresi Kur’anın en temel konularından biri olan Tevhis bahsini özetlediği için Kur’anın Üçte biri olarak nitelendirilmiştir.
Vücuh: (Vücuh: Bir kelimenin değişik yüzleri, anlamları )
Çeşitli anlamlarda kullanılan müşterek (çok anlamlı) lafızlar. Örneğin: Sâlat kelimesinin Kur’ân’da beş vakit namaz , ikindi namazı , Cuma namazı, cenaze namazı , dua , din, kırâat , rahmet ve istiğfar, namaz kılınacak yer gibi farklı anlamlarda kullanılması Nazair: ( Çok kelime kullandım Nazar etme )
Çok kelimenin aynı anlamda kullanılmasına denir.
Örneğin: Sakar, nâr, hutame, cahim, hâviye, saîr, lega kelimelerinin cehennemi ifade etmek için kullanılması Hızlân: Allah’ın, buyruklarına boyun eğmeyen insanlardan yardımını kesmesi anlamında bir terimdir.
Kur’anda üç ayette geçer; Uhud gazvesinde Müslümanların yenilgisinden söz eden ayette zafer ve başarı için her türlü tedbirin alınmasından sonra Allah’ a tevekkül etmenin gerektiği vurgulanmaktadır. (Ali İmran3/156-159).
O’nun yardım ettiği toplulukları kimsenin yenilgiye uğratamayacağı,kendi hallerine terkettiği grupları da( hızlân) kimsenin zafere ulaştıramayacağı belirtilmekte başarı için kararlılık ve tevekkülle çalışmanın lüzumuna vurgu yapılmaktadır.(Ali İmran3/160).
Bir ayette de mübalağa siygasında kullanılmıştır. Şeytana nisbet edilerek şeytanın dostluğuna asla güvenilmeyen (hâzul) gizli bir düşman olduğu bildirilmektedir. (Furkan 25/29).Diğer bir ayette ise insan onuruna yakışmayan ve onu kula kul olma seviyesine düşüren şirkten söz edilirken Allahtan başkasına tapınan kimsenin kınanmış ve kendi başına terkedilmiş mahzûl olacağı belirtilerek hem Allah’a hem de şahsiyetli (müminlere) izafe edilmektedir.(İsrâ 17/22)
Şirk Çeşitleri:
SURELERİN ANLAMLARI VE İSİMLERİNİ NEREDEN ALDIKLARI
Fatiha Suresinin diğer isimleri;
Fatihatül-Kur’an: Kuranı açan sure Ümmü’l-Kur’an: Kur’anın anası demektir.
Es-Seb’ül-Mesani: övülen yedi ayet demektir.
El-Vafiye: Tam ve bölünmez demektir.
El-Kafiye: yeten ve yeterli olan demektir.
Es-Sual: İsteme demektir.
Eş-Şükür: Cenabı hakkı övmektir.
El-Esas, Eş-Şifa
iki Besmele vardır.
Fatiha, Enam, Fatır, Kehf, Sebe Hz.Muhammed (sav)’in ismi Kur’anı Kerim’de 4 yerde geçmektedir;
Al-i İmran 114 Ahzab 40 Muhammed 2 Fetih 29
El-Mufassal: Kur’an’ı Kerim’in son bölümü olup, Kâf suresinden Nâs suresinin sonuna kadar olan kısımdır. Kısalıkları sebebiyle besmele ile sık sık ayrıldıkları için bu isim verilmiştir.
Vakıf çeşitleri: Tam, Kafi, Kabih, Mushafa ilk verilen isim Emam’dır. “Kitabu’l Asnam”: İbn’u-l Kelbi ( Köpeği asmam)
Kur’an’ı Kerim’de Şeytan: vesvâs, hannâs, racîm, ğarur ve merîd gibi isim ve sıfatlarla nitelendirilmiştir.
Şeytanın Nitelikleri:
Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Göndermeyi İfade Eden Lafızlar ( İrsal, Ba’s, İctibâ, Istıfâ)
VAHYİN GELİŞ ŞEKİLLERİ:
Cebrail için şu gibi isim ve nitelemeler kullanılmıştır.
Kur’an bağlamında Hz. Peygamber’e bu yönde yapılan ithamlar:
4.Sahir,
Dünyanın ilk devletler hukuku kitabı ” es-Siyeri’l-Kebir” (İmam-ı Muhammed )
Hz. İsa ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de geçen rivayetler: (ÇIKMIŞ SORU )
Kalın okunan harfler ( O** ) (ÇIKMIŞ SORU )
İnce okunan harfler:
İzhar harfleri:
İhfa harfleri:
Kalkale harfleri